Midilli Adası Için Önemli Tavsiyeler

Ilık bir deniz rüzgarının sokaklarda dolaştığı, masmavi bir Midilli akşamında yazmaya başladığım bu yazıdan herkese merhaba...

Yaklaşık bir hafta boyunca Ada'nın hemen her köşesine gitmeye gayret ettim ve birbirinden değişik yerlerle, tatlarla, insanlarla, köylerle tanıştım. Doğrusu bu kadar dolu dolu bir keşif beklemiyordum; o kadar çok şey öğrendim ki, paylaşmak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum. 

Öncelikle Midilli Adası'nın Yunanca'daki ismi aslında Lesvos (Λέσβος). Kelimeyi telaffuz ederken "lezvos" olarak çıkmalı ağızdan. Midilli (Μυτιλήνη) dediğimiz bölge ise yalnızca adanın merkezine, hani şu Ayvalık'tan gemiyle geçtiğinizde indiğiniz limanın olduğu bölgeye verilen genel isim. Bu yüzden Lesvos'a gelip, Midilli'de adayla tanışıyorsunuz aslında.

Öncelikle, ben adaya gelmeden önce rota konusunda kafam çok karışıktı. Bu yüzden yazacağım Midilli yazılarında süreleriyle beraber rotamı da sizlerle paylaşmak istiyorum ki benim gibi kafası karışık olanlar bir fikir alsın. Bunun dışında 3 farklı bölgede konakladım ve bol bol köy, liman keşfetmeye çalıştım. Her ne kadar adanın 45 derece civarı sıcağından biraz kavrulmuş bulunup baya baya sağlık sorunu yaşasam da, aklımdaki rotayı hemen hemen tamamladım sayılır. 

Bu noktada otel, yemek, taverna ve genel manada adanın kültürüne dair bir sürü yaşanmışlık ve not çıkardım. Mesela kaldığım otellerden en pahalı olan en az memnun kaldığım, en uygun fiyatlı olan en çok bayıldığım yer oldu ve bunun üzerine adadaki otellere dair de birkaç tavsiye çıkardım. 

Mesela Plomari'de kaldığım Elia Village olan şahaneydi. Otel de değil burası, ortak havuzlu birkaç villa düşünün, mutfaklı odalardan biri de sizin oluyor. Kendine has bahçesinde zeytin, çam ve incir ağaçları beraber; tam karşısında beyaz badanalı bir kilise. Üstelik odaya girdiğimde bununla karşılaştım:


Plomari'den sonra adanın bir diğer ucu olan Petra'ya geçtim. Mesela burası çok övüldüğü için görmek istedim ve 2 gün kaldım ama şu an olsa Petra'da 1 gün kalmayı seçerdim. İşte bunları tek tek sebepleriyle yazacağım rotamı aktarırken.


Şimdi birkaç önemli tavsiye vermek istiyorum Midilli'yi ziyaret edeceklere...


1. Midilli büyük bir ada ve her köşesinde görülecek bambaşka güzellikler var. Bu yüzden mutlaka araç kiralamayı düşünün derim. Arabayı Booking.com üzerinden kiralayabileceğiniz gibi www.lesvorama.gr benzeri yerel firmalarla iletişime geçerek de görüşebilirsiniz. 

2. Adada araç kullanacaksanız bence deneyimli bir şoförünüz olsun. Zira adanın yolları genelde çok dönemeçli ve dar; özellikle bazı köylere tırmanmak isterseniz yılan gibi kıvrılan toprak, dar yollar oldukça olağan burada. Bir de aracınız kiralıksa insan biraz tedirgin oluyor zor yollarda.

3. Kaç gün kalacağınıza göre kendinize bir rota çıkarın. Dediğim gibi ada oldukça büyük, Yunanistan'ın üçüncü büyük adası. Bu yüzden rotanızı nokta atışı bölgeleri seçerek düzenleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda ben kendi rotamı öneriler ile paylaşacağım. 

4. Deniz tatili mi istiyorsunuz, yoksa yorulsanız bile keşif yapma peşinde misiniz, buna karar vererek planınızı yapmanızı öneririm. Deniz kenarındaki güzel bölgelerden birinde yat, iç, yüz, ye tatili de yapabilirsiniz; müze de gezeyim - biraz koşturayım tatili de.

5. Her ne kadar deniz hemen her yerde çok temiz olsa da, Midilli'de öyle uzun kumsal plajlar aramayın derim. Zira adanın birkaç bölgesi hariç genel anlamda taşlık plajlara ev sahipliği yapıyor. Bence koca adanın en güzel plajı güney kısmındaki Tarti Plajı. Lakin bu demek değil ki adanın denizine laf ediyoruz, mis gibi deniz. Temiz, çeşit çeşit kıyısı var, bir sürü bakir plaj alanı var, at havlunu gir'lik miilyonlarca köşesi var.

6. Adada Türk ve Kuzey Avrupa'dan turistler ağırlıkta. Bence hem konaklayacağınız yeri hem de yemek yiyeceğiniz mekanları lokal seçmeye gayret edin. Kimi mekanlar çok eski olduğu için adaya gelen Yunanlar bile uğramadan gitmek istemiyor; fakat kimileri sadece turistlere oynadığı için popülerleşmiş. Geleneksel Yunan döneri yiyeyim diye gidip döneri portakalla süsleyen mekanlara düşüvermeyin yani. :) 

7. Özellikle vaktiniz varsa ve araç kiraladıysanız, bence sadece ünlü ve turist çeken bölgeleri değil, yolunuzun üzerindeki köyleri de görün. Çok hoş ve ultra lokal manzaralar sizleri bekliyor olacak o köylerde, bizim en çok güldüğümüz, öğrendiğimiz, aklımıza kazınan anılar oralardan... 

8. Mümkünse gezinizi adadaki birkaç önemli
 yerel etkinliğe denk getirmeye gayret edin. Agia Paraskevi Köyü'nde katıldığımız festivalvari etkinliği hayatım boyunca unutmayacağım bir gerçek.

9. Taksiarhis ve Agios Rafail Manastırı'na mutlaka ve mutlaka gidin derim; ama hikayelerini bilerek muhakkak. Muhteşem yerler. Özellikle Agios Rafail Manastırı tüm Yunanistan'da Midilli'de olduğu bilinen ve ziyaret edilmek istenen ünlü ve saygıdeğer bir yerdir.

10. Yunanistan'ı düşündüğümüzde ada bölgeleri biraz daha lokal ve dindar olarak görülür. Bugüne dek Yunanistan'da bu kadar ufak bir alanda bu kadar çok kilise gördüğüm tek yer Midilli oldu. Mutlaka yol üzerinde, ıssız köşelerde göreceğiniz ufacık kiliseleri ziyaret edin derim. İçeriye en fazla 10 kişinin sığabileceği, turistiklikten tamamen uzak, hakiki bir kare olacak karşılacağınız. 

11. Benim adada en sevdiğim yer Panagia Gorgona Kilisesi'nin bulunduğu Skala Skamnias oldu. Mutlaka kiliseye çıkıp, sırtınızı kilisenin beyaz duvarlarına verip, karşınızda serili olan masmavi Ege'ye bakın buradan.

12. Midilli'de bir sürü "skala xx" göreceksiniz. Örnek verirsek, bir Beyoğlu köyü olsun iç kesimlerde. Bu köyün kıyısındaki deniz kenarına düşen bölgesine Skala Beyoğlu denecek, dolayısıyla skala "kıyı" demek diyebiliriz. 

13. Adanın yerlileri, bir yeri iyi bilen topluluklarda olduğu gibi biraz deli araç kullanıyorlar. Çok kez "çüş be kardeşim!" dedirttiler o daracık yollarda, bilginiz olsun. :)

14. Hemen her Yunan adasında olduğu gibi Midilli'de de motosiklet kullanımı oldukça yaygın. Genelde köylerde bile el ile sinyal veriyorlar dönüşlerde vesaire, ama bizim kem küm ede ede geçtiğimiz yolları uçarak geçtikleri de genel bir gerçek.

15. Dağlık bir ada olan Midilli'nin üst kısımlarına çıkarsanız, dağlardan yabani kekik toplamayı atlamayın derim. Ne güzel o Ege kokuları... 

16. Midilli dediğiniz meşhur Yunan içkisi ouzonun başkentidir; Plomari bölgesi bu adada bulunur. Aynı zamanda Midilli'de Yunanistan'da bir arada zor göreceğiniz kadar çok ouzo çeşidini barındıran bir ada olduğu için, bol bol alın derim. :)

17. Özellikle Agiasos Köyü gibi fazlaca turistik olan yerlere giderseniz tabir-i caizse kazıklanmamaya dikkat edin. Genel olarak adalılar çok içten ve güzel insanlar ama her çeşit insan elbette her yerde var. Biz Yunanca konuştuğumuz halde birkaç kez uyanıklık yapmaya çalışanlarla karşılaştık, hemen her çok turistik bölge gibi burada da dikkatli olmak iyidir. Özellikle Türklerin Midilli'ye gitmesi adalılar arasında oldukça meşhur, bilinen, beklenen bir şey olduğu için ayrıca eklemek istedim.

18. Yine ayrıca yazacağım üzere adaya özgü mutlaka tatmanız gereken birkaç lezzetler var ki atlamamak lazım. Benim için en önemlileri: Peynirli kabak çiçeği dolması - patlayana kadar yiyebilirim, başta ahtapot olmak üzere elbette deniz ürünleri, adanın meşhur sardalyası, ballı lokması, ladotiri denen yağlı peynirinden yapılan saganakasi, gibi.

19. Türk köylerinde de olduğu gibi, Yunanistan'da sadece Yunan dayıların muhabbet edip bir şeyler içmek için gittiği kafenio'lar yani kahvehaneler var. Genelde sadece erkeklerin bulunmasından bu yerleri çok kolayca tespit edebilirsiniz. Elbette sorun değil, ama buralarda cidden sadece adalı dayılar oturuyor normalde. :) Kimse size garip bakmaz yabancı olduğunuz için, ama "turistiz biiiizz" diye bağırmaya eşdeğerdir, bilginize. :)

20. Ve son olarak, oldukça önemli bir noktaya değineyim. Bence Midilli'ye en yoğun yaz sezonunda gitmemeli. Benim iznim Temmuz'da olduğu için seçme şansım yoktu ama birincisi vallahi hava 45 derecelerde gezindi ve arada köylere kaçsak da turist sayısı fazlaydı. Özellikle sıcaklık konusunda arabanın içinde ağlayacaktım artık şu parkta sıcaktan ağlayan çocuk karikatürü gibi. Bence en güzel zaman mayıs sonu - eylül başı ada için, mis.


Evet efendiiim şimdilik aklıma gelen tavsiyeler bunlardır. 150 kere dediğim üzere yakında spesifik yazılarla her şeyi biiir bir, masmavi fotoğraflarla paylaşıyor olacağım. Aldığım notları da iliştirerek, güzel bir seri hazırlama niyetindeyim. Ben gitmeden önce neleri merak ediyorsam - özellikle onları paylaşıp potansiyel adacılara yardımcı olabileceğimi umuyorum. Bir de en sevdiğim bol bol market gezisi ve fiyat bilgisi de olacak. :) Bu arada ben Plomari, Petra ve Midilli merkezde kalıp adayı üç bölgeye ayırarak gezdim. Tüüm bunları toparlayıp pek pek yakında Melerence'ye iliştireceğim bakalım.

Şimdilik görüşmek üzere, yolunuz hep maviliklere çıkar dilerim...

Melis

Yorumlar

  1. Merhaba Melis hanım. 2 hafta sonra Yunan Adaları turuna çıkacağım. Gitmeden önce yazılarınızı tekrar gözden geçireceğim:)

    YanıtlaSil
  2. Tarti güneyde. Sanırım yazarken karışıklık olmuş. Bu arada adalarda araç kiralarken genelde "toprak yola girme yasağı" oluyor, köy gezileri olacak ise toprak yol konusuna dikkat etmek lazım.

    Diğer yazılar serisini merakla bekliyorum. Eylül sonunda tekrar gideceğim zira :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet teşekkür ederim uyardığınız için, düzeltildi :) Plomari - Ag. Isidoros - Tarti rotasını takip ettik Güney kısmında. Sanırım Midilli'de o yasak kişiyi baya baya kısıtlayacağı için belirtmediler, Girit'te özellikle söylemişlerdi misal. Bundan sonraki birkaç yazı hep Midilli olacak. :)

      Sil
  3. Tarti plaji adanın en güneyinde. Ufak bir adres karışıklığı olmuş :) Bir de Agiasosluların amacı turist kazıklamak değil. Orası cidden oldukça özel bir köy. Oradakiler kandan, candan, ruhtan ticaret insanları :) Herkesle, Midillililerle bile aynı şekilde pazarlık ediyorlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet düzeltildi. Agiasosluların amacı turist kazıklamak demedim ki? :) Oldukça turistik bir bölge ve esnaf da bunun farkında. Candan olduklarına da katılıyorum zira adadaki en tatlı yerlerden biri. Bu durum Midilli'de "kazıklanmak" tadında yaşadığımız 2 tecrübenin de bu köyde gerçekleştiğini değiştirmiyor, ben de bunu elbette yazacağım gideceklere, biz aynı dili konuştuğumuz halde gözümüze baka baka eksik para üstü verip bir de inkar eden dükkanı da belirteceğim, tecrübe hep bunlar. Yazma amacım bu zaten. :) Agiasoslular gayet tatlı insanlardı yoksa.

      Sil
  4. Çok güzel anlatmışsın:) Bu şahane adaya 3 ya da 4 kez gittim, çok yerini gezdim. Bence adaların hepsi için geçerli olan araba kiralamanın şart olduğu. Biz ilk defa giderken bilinen bir yerden kiraladık ama sonraları alıştık. Mahalle arasında çok uygun araç kiralama yerleri var. En son haziran başı Sakız`daydık, yine öyle yaptık. Adalarda araba kullanmak cidden kolay değil, eşim zorlanmıyor neyse ki:) Ve bence de yazın adalara gidilmez. Çok sıcak, çok kalabalık. Biz öyle güzel bir zamana denk geldik ki hem ramazandı, hem de haziran başı olduğundan tatil sezonu açık değildi diyebilirim.
    Tekrar tekrar gidebilirim Lesvos`a, seviyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şahaneymiş zamanlamanız, okuyunca bile ferahlık geldi içime. :)) Kesinlikle yazın gitmek - hele ki çok turistik bir adaysa rahatlamaktan ziyade yorgunluğa dönüşebiliyor. Bakalım biz tekrar gidecek miyiz :) Kesinlikle tekrar giderdim...

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar