Melerence'ye mail atacaksanız...

Karşılıklı huzur için bu yazıyı yazmak şart oldu pek sevgili okur.

Daha önce yazdığım üzere, başta Hollanda ile ilgili olarak, günde çok fazla mail alıyorum. İlk başlarda daha hevesli mutlu cevaplar verip uzun zaman ayırabilsem de, artık çalıştığım için bazen aksaklıklar olabiliyor dönüşlerimde. 

Daha önce de dediğim gibi, ben Hollanda'da yaşama uzmanı değilim, her şeyi bilmem mümkün değil. Her gün çok farklı insanlardan, çok farklı mailler aldıkça bazı konuları yazmak istedim ki daha sağlıklı iletişim kuralım. Bu yazıyı yazarken "nasıl görüneceğim" hakkında korkularım var ama, inanın amacım açık olmak ve daha yararlı bir iletişim sağlayabilmek. Zira ihtiyacı olanlara yardımcı olabilmek, hatta sohbet etmek benim de hoşuma gidiyor. Şöyle ki,

  • Lütfen, "Bir şey sorabilir miyim?" veya "Orada mısınız?" diye mail atmayın. Zira "Evet." veya "Buradayım??" şeklinde cevap yazmak, buna zaman bulmak çok zor oluyor. Lütfen sorunuzu direkt sorun, elimden bir şey gelirse fikirlerimi paylaşacağım.
  • Mail attıktan kısa süre sonra "Meşgulsünüz galiba, alo, orada mısınız, ben mail yazmıştım." gibi maillerle geri dönmeyin; zira blog dışında bir işim, koşuşturmam, uğraşmam gereken pek çok şey var. Zamanım olduğunda seve seve dönerim, yalnızca mailinizin üstünden 10 gün geçmiş ve bir cevap alamadıysanız o zaman bir ses edin lütfen, bazen arada kaybolabiliyor.
  • Lütfen beni Facebook'tan eklemeyin. Instagram, Twitter gibi yerlere kilit koymuyorum çünkü bir bloğum var, insanlarla iletişim içinde olmayı - fikir alışverişinde bulunmayı seviyorum; ama Facebook benim özel alanım ve tanımadığım kimseleri dahil etmemeyi tercih ediyorum. Maillere cevap alamazsanız Facebook'tan "Rahatsız ettim herhalde, bana niye cevap yazmadınız, meşgulsünüz galiba." vs. de yazmasanız çok tatlı olur. :)
  • Maillerinize seve seve cevap veriyorum, kafası karışık insanın halinden anlıyorum çünkü. Fakat seviyeli biçimde cevap vermeye çalıştığım maillere bazen haddini aşan cevaplar alıyorum, mesela bir arkadaşa yardımcı olduktan sonra, "Yazılarınızı herkesten önce ben okuyabilir miyim?" demişti. Bu yazıyı okuyorsa söyleyeyim, bu mailini cevaplamadım çünkü buna yazacak kadar boş bir cevabım yok, ne cüret hani? Amacım yardımcı olmak, lütfen sınırları koruyalım karşılıklı.
  • Gelen mailler arasında "Hollanda'ya gelmek istiyorum, pişman olur muyum?" sorusu çok fazla, galiba artık "Ben ne bileyim şekerim?" demeye başlayacağım. Sizi tanımıyorsam, bunu nasıl bilebilirim?
  • Çok az bilgi verip "İş bulabilir miyim, biraz İngilizce biliyorum ama?" mailleri çok fazla, inanın CV'nizi atsanız bile yardımcı olmaya gayret ederim, ama devamlı "Profilinize bağlı, sizi tanımıyorum ki ne diyeyim." maili yazmaktan copy-paste sistemi kuracağım galiba. Lütfen kendinizle ilgili soru soracağınız zaman profilinizden yeterince bahsedin, aksi takdirde hiçbir fikrim olmayacak doğal olarak.
  • Lütfen ve lütfen, Google'a yazsanız direkt cevabını bulacağınız soruları sormayın. Yakında "Pardon, Hollanda'nın başkenti neresi acaba?" diye mail almaktan korkuyorum. Aynı şekilde, öyle sorular geliyor ki, blog içindeki biyografi kısmını ve bazı yazıları okusanız bütün cevaplar orada. Artık zaman sıkıntısından bunlara cevap verememeye başlayabilirim, lütfen önce araştırın.
  • Hollanda'da arıcılık nasıl, bankacılık maaşları ne kadar, sağdan dönsem yol nereye çıkar?" gibi ultra spesifik sorular sormayın ne olur, inanın bilmiyorum. Benim alanım iletişim, ya bu alana dair ya da profesyonel iş hayatına yönelik yardımcı olmaya çalışırım; ama dediğim gibi ben uzman değilim, sadece az çok bilgim var.
  • Şu ana dek blogda, Hollanda'daki asgari ücret, hayat şartları, kültür, dil, yemekler ve birçok konuya dair yazı yazdım; bunlarla ilgili soru soracaksanız önce bloğu aramanızı rica ediyorum.
  • Normalde çok gönülden, ayrıntılı ve severek cevap yazıyorum ama bazı maillerdeki özensizlik ve kolaycılık hevesimi kırabiliyor, bu yüzden kısa ve soğuk cevaplar alırsanız özür diliyorum şimdiden.
Sanırım aklımdakiler bunlardı, blog yazan arkadaşlar az çok neden bu yazıyı yazmak zorunda kaldığımı anlayacaktır, dilerim maksadımı iyi anlatabilmişimdir. Gelen maillere cevap vermek, rengarenk - bambaşka insanlarla konuşmak, yardımcı olmak beni çok mutlu eden şeyler ve cevap vermekte geciktiğimde içimde bir rahatsızlık oluyor, elimden geldiğince seve seve yazıyorum. Sadece bu başlıkları göz önünde bulundurursanız çok mutlu olurum ve az-öz içeriği olan, temiz bir iletişim kurmuş oluruz.

Sevgiler, selamlar.

Melis




Yorumlar

Popüler Yayınlar