#Gün64 : "AÇIM"

Bu aslında "mutluluk" mu bilmiyorum... Daha çok hayatın uyandırma, yüze çarpma, sarsma durumu. Son zamanlarda en çok etkilendiğim şeyi yaşadım 64. günde.

Cevizlibağ'daki üst geçitten geçerken, artık ne yazık ki olağan bir şey haline gelmiş, yerde oturup dilenen birçok insan gördüm yine. Fakat tam merdivenleri aştım ki, yerde oturup yüzünü kollarının arasına gizlemiş bir adamın, önündeki kartona büyük, özensiz harflerle yazdığı yazı adeta yüzüme vurdu: AÇIM.

Bakın, bilmiyorum. Gerçekten aç mı, veya 'benden daha mı çok parası var' aslında, bilmiyorum. Fakat bir akşam vakti oraya oturmuş, bir parça karton bulup aç olduğunu yazan bir adamda, bilmiyorum, garip bir şey gördüm. Yazıyı görür görmez istemsizce, öyle pat diye durdu ayaklarım. Kendimce bir şeyler verdim sonra, en azından karnını doyurabileceği işte...

Sonra düşündüm. Gidecek evim var, öyle böyle yemeğim var, işim gücüm var. En azından bir yere oturup dilenmemek için sebeplerim, getirilerim var. Bu bile o insana azıcık yardım etmeye bir sebepti o an, bilmiyorum...

Çok şükür ki Tanrı'm, aç değilim... Cebimdeki azıcık paradan utandırdı o karton beni. O yalansa bile eğer, doğru olanı da çok... Her birimiz, bizler için hayati olmayan bir miktar ile, bir sürü insana hayat umudu verebiliriz; yeter ki bakalım çevremize bir, isteyince bulması kolay... Dünya'da kimsenin aç kalmaması dileğiyle. 

*

Yorumlar

Popüler Yayınlar